Harun Karakuş - Eğitimci | Rehber | Nesillere Dokunan Bir Tecrübe
Eğitim-öğretim hayatımın 46 yılı; yalnızca ders anlatmakla değil, insan yetiştirmekle geçti.
Bu sürenin 26 yılını Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde, 16 yılını özel bir kolejde, son 4 yılını ise bireysel çalışmalarla sürdürdüm. Öğretmenlikten idareciliğe, belletmenlikten eğitim koordinatörlüğüne kadar pek çok farklı sorumluluk üstlendim. Her bir görev, bilgi ve tecrübemi sahaya taşıyıp hayatın içiyle buluşturmama vesile oldu.
Yıllar içerisinde şuna yakından şahit oldum:
Eğitim, yalnızca bugünü kurtarma işi değildir.
Bir çocuğun dünü nerede olduğu, bugün nereye geldiği ve yarın nereye yürüyeceği birlikte düşünülmeden yapılan her plan eksik kalır. Bedensel gelişim kadar ruhsal ve zihinsel gelişimin de ihmal edilmesi, ileride telafisi mümkün olmayan kırılmalara ve travmalara yol açabilmektedir.
İnsan sadece bedeniyle yaşamaz.
Nasıl ki beden aç kalınca zayıflar, kalp ve zihin de ihmal edildiğinde yorulur, boşluk hisseder, anlam arayışına girer. Zihnin ve kalbin ihtiyaçları karşılanmadığında bunun bedelini yalnız bireyler değil; aileler ve toplum da ağır şekilde ödemektedir. Yıllar sonra dönüp bakıldığında “başarılı ama mutsuz” bireylerle karşılaşmamız tesadüf değildir.
Bu noktada eğitim anlayışımı iki temel ayak üzerine inşa ettim:
Birinci ayak: Akademik çalışma
Türkçe ve matematik bu sürecin temelidir.
Türkçe; düşüncenin, kimliğin ve kendini ifade edebilmenin anahtarıdır.
Matematik ise hayatın kendisidir; problem çözme, analiz etme ve denge kurma becerisidir.
İkinci ayak: Manevî ve anlamsal çalışma
Kitap okuma, şiir ezberleme, düşünme ve anlam inşası…
Bunun yanında, velinin tercihine bağlı olarak Kur’ân-ı Kerim ve Arapça çalışmaları da bu bütüncül yaklaşımın bir parçasıdır. Çünkü insan yalnızca bilgiyle değil, anlamla da ayakta durur.
Şunu yıllar içinde defalarca gördüm:
Bu denge kurulmadığında, akademik olarak ne kadar başarılı olunursa olunsun, ilerleyen yıllarda bir anlam krizi kaçınılmaz hâle gelebilmektedir.
Bugün geriye dönüp baktığımda;
“Hayatımda bir öğretmen vardı, bana sadece ders anlatmadı” diyen insanların sessiz ama derin itirafları, yaptığım işin en büyük karşılığıdır.
Bu yaklaşım, yapacağımız çalışmaların sadece bir özeti değil; aynı zamanda bir eğitim anlayışının, bir meslek ahlakının ve bir insan yetiştirme gayretinin ifadesidir.
Harun Karakuş Telefon:
